Kırkyama hep ilgimi çekse de, elde o küçük parçaları birleştirme işlemi gözümü korkuturdu. Ama günün birinde denemek istediğim bir teknikdi. Basamaklar adım adım çıkılır ama ben ne yaptım? Normal kırkyama yapmasını öğrenmeden "çılgın kırkyama" yapmaya kalkıştım...
Kırkyama bilindiği gibi yüzyıllardır kullanılan bir teknik. Elde kalan küçük parçaları değerlendirerek, kullanılabilir başka bir objeye dönüştürmek amaç. Tekstilin bu kadar gelişmediği, kumaşların ateş pahası olduğu savaş ve yokluk dönemlerinde, gereklilikten ortaya çıkmış. Zaman içinde bir sanat haline gelmiş.
Farklı kumaş parçalarının birlikteliğinden oluşan uyum ve uyumsuzluklardan ortaya çıkan eserlere ülkemizde kırkyama, yamalı bohça, kırkpare de deniyor. ABD ve Avrupa ülkelerinde ise bu çalışmalar bir sanayi oluşturmuş. Bu tekniğe ait kumaşlar, modeller, kitaplar vb. malzemeler satılıyor.
Çılgın kırkyama ise bildiğimiz kırkyamanın çıldırmış hali!!! Alışılmış simetri yerine asimetri, düzgün bir form yerine asimetrik form ve çizgiler, üzerine de aklınıza ne gelirse oyalar, boncuklar, nakışlar, danteller, aplikeler yaparak süslemek. Yapılmış çok da güzel örnekleri var. Ben bu işe nasıl giriştim? Evdeki parça kumaşlarımı birleştirerek basit bir çanta yapmaktı niyetim. Terliğimi, kitabımı ve elişimi koyabileceğim basit bir çanta... Çılgın kırkyama olabilirdi ya da düz kumaş üzerine bazı desenler aplike edilebilirdi. Hayalimdeki buydu...
Kursdaki hocam eldeki kumaşlara bakıp bu çantanın modelini çizdi. Ben de büyük bir çaba ile başladım. Şurasına şunu işleyeyim, şuraya iğne oyası kullanayım, buraya brezilya nakışı işleyeyim, bir de kelebek kondurayım, hatta kurdela nakışı deneyeyim derken bol işli bir çanta oldu. Hocamız, hadi gel çantaya körük yap, arasına da elyaf koy da ben sana yorganlama göstereyim deyince her tür tekniğin kullanıldığı bir çanta olup çıktı. İçine astar ve birkaç cep, ağzına da fermuar diktim. Bu kadar süslü bir çantayı nerede kullanırım bilmiyorum ama yaparken duyduğum heyecan bana yeter...