6 Mayıs 2009 Çarşamba
Anchor Butik Pazarlamadan Behiye Hanım'ın e-postasını aldım geçenlerde... Denemem amacıyla ürünlerinden göndereceklerini bildiriyor ve adresimi istiyordu. Ve Coats Türkiye den koli ulaştı elime sonunda. renk renk mulineler, renk renk makine nakışı makaraları, rengarenk parlak mulineler, bebe yünleri, merserize iplikler ve hatta ortasındaki iplik çekilince fırfır olan kurdeleler...
İşte bunlar:
Anchor Butik'e çok teşekkür ediyorum bu güzellikler için. Halen elimdeki işleri bitirmeye çalışıyorum ve bu iplikleri denemek için fırsat arıyorum. Bebe yünlerini anneme vermiştim. Eflatun ebruli olanla bir bebe yeleği örmüş bile. Çok güzel olmuş ama yanımda fotoğraf makinam yoktu, resmini çekemedim.
Bu vesile ile halen devam ettiğim ve bu yaz bitirmeyi hedeflediğim hesap işi örtünün fotoğrafını çektim ve aşağıya ekliyorum. Bu nakışda kullandığım mulineler de anchor.
İşte bunlar:
Anchor Butik'e çok teşekkür ediyorum bu güzellikler için. Halen elimdeki işleri bitirmeye çalışıyorum ve bu iplikleri denemek için fırsat arıyorum. Bebe yünlerini anneme vermiştim. Eflatun ebruli olanla bir bebe yeleği örmüş bile. Çok güzel olmuş ama yanımda fotoğraf makinam yoktu, resmini çekemedim.
Bu vesile ile halen devam ettiğim ve bu yaz bitirmeyi hedeflediğim hesap işi örtünün fotoğrafını çektim ve aşağıya ekliyorum. Bu nakışda kullandığım mulineler de anchor.
22 Nisan 2009 Çarşamba
Bu yıl hem çini hem de seramik kurslarına gidiyorum. Nakış da devam ediyor tabii. Hep edecek...
"Emeklilik günlerimde yapmadığım, denemediğim iş kalmasın" ruh hali ile başladığım seramik denemelerimden örnekler vereyim.
Denemelerimde şamotlu çamur ve kırmızı çamur kullandım. Çamuru hamur yoğurur gibi yoğurup, içinin havasını alıp şekil veriyoruz. Sonra fırında pişiriliyor ve form sağlamlaşıyor. Daha sonra üzerine demir oksit, mangan oksit ve renkli sırlarla renk verilip tekrar fırınlanıyor. Ve sonuçta; uğraştığınız objenin en son çıkan hali şaşırtabiliyor. Hayal edilenden farklı bir obje ile karşılaşılabiliyor. Yaratıcılıklarını denemek isteyenler için ideal bir hobi. İşte benim acemice seramik denemelerim:
"Emeklilik günlerimde yapmadığım, denemediğim iş kalmasın" ruh hali ile başladığım seramik denemelerimden örnekler vereyim.
Denemelerimde şamotlu çamur ve kırmızı çamur kullandım. Çamuru hamur yoğurur gibi yoğurup, içinin havasını alıp şekil veriyoruz. Sonra fırında pişiriliyor ve form sağlamlaşıyor. Daha sonra üzerine demir oksit, mangan oksit ve renkli sırlarla renk verilip tekrar fırınlanıyor. Ve sonuçta; uğraştığınız objenin en son çıkan hali şaşırtabiliyor. Hayal edilenden farklı bir obje ile karşılaşılabiliyor. Yaratıcılıklarını denemek isteyenler için ideal bir hobi. İşte benim acemice seramik denemelerim:
Daha önce burada bahsetmemiştim. Çini boyama kursuna gidiyorum ve henüz emekleme dönemindeyim. Ama burada bazı çinilerimi paylaşmak istedim. Daha güzellerini yapma çabası içindeyim.
Bu vesile ile çini hakkında da hem biraz bilgi vereyim hem de aralara çinilerimi sıkıştırayım :)
Çini Nedir?
Çini içi ve dışı veya tek yüzü sırlı, sıraltı boyalarıyla dekore edilerek geleneksel motiflerle süslenişi seçili malzemeyle yapılmış olan, mimariye bağlı olarak gelişen bir sanat türüdür. Çiniden seçili malzemeler yapılmış olması, Selçuklu kaynaklarında çininin bir iksir olduğu şeklinde vurgulanmaktadır.
Çini kelimesinin ‘i’ ilgi harfiyle türetilmiş olması ilk bakışta çiniciliğin Çin’den geldiği kanısını uyandırmaktadır. Ancak çiniciliğin Türklere özgü bir sanat olduğu sanat tarihi uzmanlarınca kabul edilmektedir.
Çinicilik çok eski tarihlere, Asurlular zamanına kadar dayanan bir doğu sanatıdır. Antik çağda Mısır, Mezopotamya, İran ve Girit kültürlerinde mimari bezeme öğesi olarak çini kullanılmıştır. Mimaride M.Ö.3000 yılında, İslam mimarisinde ise 9.yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır.
İlk olarak Türkler, Orta Asya’da çini imal etmişlerdir. Orta Asya’da bulunan Kaşan şehri sebebiyle Kaşi diye adlandırılan çinilere ilişkin bu şehirde, Turfan, Aşkar ve Koça bölgelerinde yapılan kazılarda bulunan fırın artıkları ve parça çiniler, Türklerin çok eski devirlerde, 8.yüzyıldan önce çiniyi bir sanat dalı olarak ele aldıklarını gösteren verileri barındırmaktadır.
Yukarıdaki bilgiyi http://cinicim.com adresinden aldım. Yazının devamı ve çini hakkında daha detay bilgiler bu adreste.
Bu vesile ile çini hakkında da hem biraz bilgi vereyim hem de aralara çinilerimi sıkıştırayım :)
Çini Nedir?
Çini içi ve dışı veya tek yüzü sırlı, sıraltı boyalarıyla dekore edilerek geleneksel motiflerle süslenişi seçili malzemeyle yapılmış olan, mimariye bağlı olarak gelişen bir sanat türüdür. Çiniden seçili malzemeler yapılmış olması, Selçuklu kaynaklarında çininin bir iksir olduğu şeklinde vurgulanmaktadır.
Çini kelimesinin ‘i’ ilgi harfiyle türetilmiş olması ilk bakışta çiniciliğin Çin’den geldiği kanısını uyandırmaktadır. Ancak çiniciliğin Türklere özgü bir sanat olduğu sanat tarihi uzmanlarınca kabul edilmektedir.
Çinicilik çok eski tarihlere, Asurlular zamanına kadar dayanan bir doğu sanatıdır. Antik çağda Mısır, Mezopotamya, İran ve Girit kültürlerinde mimari bezeme öğesi olarak çini kullanılmıştır. Mimaride M.Ö.3000 yılında, İslam mimarisinde ise 9.yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır.
İlk olarak Türkler, Orta Asya’da çini imal etmişlerdir. Orta Asya’da bulunan Kaşan şehri sebebiyle Kaşi diye adlandırılan çinilere ilişkin bu şehirde, Turfan, Aşkar ve Koça bölgelerinde yapılan kazılarda bulunan fırın artıkları ve parça çiniler, Türklerin çok eski devirlerde, 8.yüzyıldan önce çiniyi bir sanat dalı olarak ele aldıklarını gösteren verileri barındırmaktadır.
Yukarıdaki bilgiyi http://cinicim.com adresinden aldım. Yazının devamı ve çini hakkında daha detay bilgiler bu adreste.
21 Şubat 2009 Cumartesi
Bu nazarlıkları geçen yıl yapmıştım. Diğer blogumda birisini yayınlamıştım. Buraya koymak aklıma gelmemişti. Madem "keçe" başlığı ile bir kategorilendirme yaptım, bunları da koymalıyım diye düşündüm.
İlk nazarlığı çok severek yaptım ama kullanmaya kıyamadım. Kızım için kaldırdım.
Bu nazarlık da ev formunda. Camları, aynadan... Çitler ise iğde çekirdeği.
Bunu istemeyerek koydum buraya. Sevmedim çünkü. Yeterince zengin olmadı. Evdeki malzemeler yeterli değildi, gidip alamamıştım. Sonradan da söküp yeniden tasarlamaya üşendim :(
Bu sayfayı "nakış" adı ile açmıştım. Yanlış düşünmüşüm. Tüm elişlerini burada sergilemek daha mantıklı olacak. Bu açıklama ile nakış dışındaki çalışmalarımı da sergilemek için altyapı hazırladığımı belirtmiş olayım :)
İlk nazarlığı çok severek yaptım ama kullanmaya kıyamadım. Kızım için kaldırdım.
Bu nazarlık da ev formunda. Camları, aynadan... Çitler ise iğde çekirdeği.
Bunu istemeyerek koydum buraya. Sevmedim çünkü. Yeterince zengin olmadı. Evdeki malzemeler yeterli değildi, gidip alamamıştım. Sonradan da söküp yeniden tasarlamaya üşendim :(
Bu sayfayı "nakış" adı ile açmıştım. Yanlış düşünmüşüm. Tüm elişlerini burada sergilemek daha mantıklı olacak. Bu açıklama ile nakış dışındaki çalışmalarımı da sergilemek için altyapı hazırladığımı belirtmiş olayım :)
9 Şubat 2009 Pazartesi
29 Ocak 2009 Perşembe
Bu aralar keçe işlerine merak saldım. Keçe ile bazı ufak tefek çalışmalarım oldu. İşte onlar...
İlk olarak evdeki kadife kaplı bir kutu. Şilt kutusuydu. Üzerini keçe çiçeklerle süsledim, içini de yeniden düzenledim ve Tülay'ın takı kutusu oldu.
Ve ayraçlar... Yılbaşı için kızıma ve arkadaşlarına yaptığım ayraçlar bunlarda...
İlk olarak evdeki kadife kaplı bir kutu. Şilt kutusuydu. Üzerini keçe çiçeklerle süsledim, içini de yeniden düzenledim ve Tülay'ın takı kutusu oldu.
Ve ayraçlar... Yılbaşı için kızıma ve arkadaşlarına yaptığım ayraçlar bunlarda...
30 Kasım 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Blogger tarafından desteklenmektedir.